Перейти к содержимому

Türkçe şeirlər


Kaşif

Recommended Posts

Türkçe şeirlər

 

Yazılmamış Mektuplar

Ben hep seni sevdim öbür yanım, adını öğrenmeden
Sarışın mı, esmer mi, uzun-kısa bilmeden
Görmez mi, duymaz mısın, yoksa yürümez misin
Benden kaç yaş büyüksün kundakta bebek
Belki de doğmadın sen
Düşünen beynin, seven kalbin yetti bana
Seni çağırdı sesim
Soydum giysilerini İNSAN çıktın ya içinden
Gerisini boş ver dedim, gerisi resim, ötesi ten
Seni sevmem için de görmem gerekmiyordu zaten

Seni yazdım tüm kitaplara, düşünce hızımla doldurdum
Yetmedi sayfalar
Kim okudu ki bir satırını, hem okusa da ne anlar
Burada olmasa da ölümsüzlükte, sonsuza dek birlikte
Seninle olmak için Yüce Rabbime sözüm var
Her yeni buluşumda eskiyeni
Her eskide bir yeni
Arkamdan getiremeyeceklerimde kendimi
Tüketmeyeceğim
“Benimle gelecekler”Beni sana iletiyor

Orada bulabileceğim ümidi ve tesellisi
Burada bulamamanın acısını hafifletiyor
Sahi, sen var mısın, nerede diye sormuyorum artık
Biliyorum, sen varsın, burada ya da orada
Mutlaka bir yerde

Her sevgide bir parça buldum senden
Her sevgiden bir parça
Herkesi toplayıp bir adam yapamadım ya
Kardelen Yüreğim paramparça
Bu yüzdendi hep seninle konuştuğum, seninle yaşadığım
Yoksa kendim miydim sende aradığım
Hayır, hayır sen beni de aştın
Bende olmayan bir sürü özellik var sende, istemem, kalsın
Ben, bu halimle bir dost bulamadım
Ya sendekiler de eklenirse? Maazallah
Mutsuz da olsam yaşamayı öğrendim Sanal Dünyalarında
Ne tuhaf şu insanlar, ne tuhaf şu sıradanlar
Kendilerini üzecek, sıkacak ne varsa hepsi kurallarında
Yüce adaleti yargılıyor, eşitlik yok diyorlar
Eşitlik olunca da en çok kendileri rahatsız oluyorlar

Ve “Aranan şartlar tarifesi” diyorlar aşka
Kim benim üstümde kural koyabilir ki Yaradan’dan başka
İnsanlar her yaptığının karşılığını bekliyor
Adına vefasızlık, nankörlük diyorlar
Sonra da aksini iddia ediyorlar
Sen bana kural koymuyor, güveniyor ve özgür bırakıyorsun
Sitem etmeyi bile basit, sıradan buluyorsun
Ben, seni sıradan davranışlardan arındırıldığın için sevdim

Sana yazdığım mektuplar A Tipik bir vakıa
Bir çözmeye kalksalar gör dünyanın halini, ütopya
Yaşamaya değer ne kalır ki. İnsanlar eşit olur, yok olur savaşlar da
Kendileri için dilediklerini başkaları için de dileyecekler
Birbirlerine iftira atmadan sadece gerçekleri söyleyecekler
İşte beni hayatta güldürebilecek iki neden
Bu gerçekten mümkün mü, elle tutulup gözle görülenlerden

Seni göz yaşlarımda sakladım, boğmadan yüzdürdüm
Yazılmamış şiirlerimde, anlatılmamış efsanelerimde gezdirdim
Varlığına inanarak, adını bile öğrenmeden sevdim seni, ya sen
Sen beni bulmuş değilsin henüz
Hem bulsan kaç parçaya böleceksin ki
Hangi yanımı, hangi yanına koyacaksın
Hangi dalımdan kaç yaprak koparacaksın
Bana gerçek masalların ağlayacak
Şu Kardelen Yüreğim de
Senden daha güçlü olduğunu öğrenmekten korkacak
Sevmek; uzaktan güzeldir öbür yanım

Sevmek... Uzaktan güzel
Aramızda ne varsa özel
Böyle kalsın, mektuplarda
Daha doğrusu, yazılmamış mektuplarda
Sen ve Ben
Yaşanmamış zamanlarda
Sen ve Ben
Sadece 
Rüyalarda 

 

Finalist

Изменено пользователем Kaşif

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

  • Ответы 42
  • Created
  • Последний ответ

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Gidişini Anlatıyorum

Senin gözbebeklerin var ya kadın kadın gülen

İnsan insan bakan gözbebeklerin
Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta
Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder

Ne gelirse onlardan gelir bana
Çalışma gücü yaşama direnci
Mutluluk gibi kazanılması zor
Mutluluk gibi yitirilmesi kolay

Bir açarsın ki mutluyum
Bir kaparsın her şey elimden gitmiş

Rıfat Ilgaz

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

SESSİZ GEMİ
Artık demir alma günü gelmişse zamandan, 
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. 

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; 
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. 

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, 
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli. 

Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu. 
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu. 

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; 
Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler. 

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden. 
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden


 Yazar : YAHYA KEMAL BEYATLI

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Bardaktan seni içmek
Seni teneffüs etmek havada...
Dolaşmak, dolaşmak sana dönmek
Seni bulmak yuvada...

Yolumuzda aylar, yıllar
Basamak basamak...
Basamakların çıkamadığı yere
Kanatlarınla çıkmak...

Boşaltmak takvimden günleri
Günlerin üstünden yollara bakmak
Rüzgarla esmek, sularla akmak...

Baharı yollamak yollara
Alıkoymak bir nisanın tadını...
Dışarda herkes gibi seslenmek sana
Ve koynunda söylemek asıl adını...

İnanmak, inanmak, inanmak
Ninnilerinle uyuyup, türkülerinle uyanmak...


Arif Nihat Asya

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Adı Hüzün Olsun

Adı hüzün olsun bu gerçeğin. 
Ayrılığın tekil sızısını hissetmenin 
Ve senden sonraki yaşantımın, 
Adı hüzün olsun! 

Öteki renklerini aldığın, 
Tek mevsimlik dünyamın, 
Ve senden bana kalanların, 
Rotasız başlayan yolculuğumun, 
Her limanda yüzleştiğim sensizliğin, 
Adı hüzün olsun! 

Bir türlü gelmeyen geleceklerin, 
Bir yarısı sende kalan geçmişin, 
Ve her gün biraz daha kaybolan iyimserliğimin, 
Adı hüzün olsun! 

Gittikçe tuhaflaşan tavırlarımın, 
Azalan ideallerimin, 
Alışkanlık haline gelen sıradanlıkların 
Birbirine benzeyen her günün 
Adı hüzün olsun! 

Aklımda kalan şarkı sözlerinin, 
Anılarını sakladığım kirli odamın, 
Yağan yağmurun, 
Cama dayanmış soluk yüzümün, 
İçimde ağlayan çocuğun, 
Adı hüzün olsun! 

Artık gelmeyeceğine olan inancımın, 
Eksik yüreğimin, göremediğim renklerin, 
Sensizliğin, yarım kalmışlığın, 
Adı hüzün olsun! 

Değişmeyen şeylerin, 
Aynı filmin tekrarına benzeyen rüyaların, 
Sadakatini elden bırakmayan gönlümün, 
İçimdeki yalnız şairin, bu yaşantının, 
Ve bu şiirin adı hüzün olsun
 
Finalist 

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Geceyarısı'nda Hüzünlü Bir Çehre 

Geceyarısı... 
Sokaklar bomboş,ıssız,umarsız... 
Kimse bulamaz kendini bu saatte, 
Aramak manasız... 

Bir kadın var sadece... 
Gölgelerin yoldaş göründüğü bu vakitte, 
O;Geceyarısı'nda hüzünlü bir çehre... 

Saçları güneş;dokunsan ısınır hemen kalbin, 
Gözleri deniz;baksan gider derinine benliğin, 
Çehresi hüzün;anlasan ıslanır çabucak kirpiklerin, 
Sözlüğe baksan;tanımıdır sanki güzelliğin... 

Yabancı biri olabilir o,belki de içimizden biri, 
Geceyarısı'nda hüzünlü bir çehre arıyor sevgiyi. 

Elinde bir resim,ceplerinde umut,yüreğinde hayalleri, 
Giymiş eski püskü,ayrılıkla yamanmış bir entari... 
Bu bile değiştirmemiş güvenini... 
Bozmamış masum güzelliğini... 

Geceyarısı'nda hüzünlü bir çehre... 
Çabalama boş yer,yazıktır yüreğine, 
Söyle bana hadi söyle... 
Kim ulaşmış ki böyle, 
Zor bulunan sevgiye..

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Ağır Yaralıysa Aşklar

Zembereği boşalmış zamanın
Akreple yelkovan birleşiyor gecemde
Bütün tik taklar aşkı vururken
Tembellik ediyor tavanda gözler

Kusura bakma geleceğim
Bu gece sensiz sevişeceğim
Bugünden yarınlara gecikeceğim
Senler pusu kurmuş karanlığıma büyüsünde sokaklarım
Gece izlerini örtmeye hazır senden başkası çirkin
Yatak sahnesinde yüzünü gizleyeceğim
Mevsim aşkın ölüm vaktidir derler
Aşk için ölene söveceğim

Hırçınlığıma kanma gönlüm
Ben bu uğurda ardımdan diz dövdüreceğim
Ecelse gelen beklesin
Araç arama sevgilim istediğine bineceğim

/Gün gelir viraneye döner o kalp ayakların dolanır ayaklarına
İçeceksin acımı kana kana bu yara hatıra kalır avuçlarında/

Bir garip ben olur ayrılık
Sokulur hoyratça koynuna
Ardımdan düşen yaşlarında toplanır hüzün kırıntılarım
Bu bir ben olurum
Bir sevdam
Birde anılarım, hatıralarım
Kadeh değerken kanlı dudaklarına
Çenenden akar ahlarım bağrına
Bir derin iç çekiş sokulur gece sarhoşluğuna
Tutamazsın kendini tutamazsın
Salınır iki damlası ben olur yanaklarına

/Ağlama artık sevgili boşluklara ağlama/

O hüzün ki umuda yoldaş edilirken sensizliğimde
Kuruttuğun düşlere kör bakar esrarlı gözlerinde
Eskittiğim zamanı zavallı bırakır ihanet hasretinde
Senden bir ışık bile yanmayacak bu şehirde
Tüm senli geçmişleri savurdum kırlangıçların göç mevsiminde
Mahrem gecelerinde bitti namusçuluk oyunların bahanende
Ebabilin kanatlarına tuzak kurup fizik kanunlarına inat sende
Küfretmek kadar inandırıcı olmadın bende

Güle güle sevgili güle güle

Her şey başladığı kadar doğal bitiyor dönencelerde
Günahlarımın gölgesinde
Kendi ellerimle süslüyorum ölüm çiçeklerini
Taziyeler düşürüyor titreyen dudaklarım telkini
Gidişinin son yolculuğuna uğurluyorum bendeki seni
Senli ve sensiz tüm zamanların arasına sıkışmış beklentileri
Yıkıyorum artık yıkıyorum sevgili

Aptal bulduğun mutluluğun penceresine umut takıp
Kilitlerini kırmayacağım açacağım sevgili
Yalnızlığımın ritmik sancılarına boğuk hırıltılar ekleyip hıçkıracağım
Susacağım sevgili
Odama sızan hava son sensizliği hatırlattığında
Duvara yaslayacak yorgun bedenimi sigaramın dumanı olacaksın
Tüm nefesimle içimden söküp atacağım boşluğa seni

/O duman ki hayalime takılan gözlerimdeki resmi boğan
Bir bitişin eşiğine getirilecek hayatın ve dağ gibi sevdamın ardından
Yıllanmış şarap tadındaki ayrılığınla yüzleştim en acısından/

Gözün aydın sevgili!
Düşlerimden bile kovuyorum seni
Senin için olmaya çalıştığım iklimlerin depremlerini yaratıyor benliğim

Yoruldum!
Bir umudunun bir de senin peşinde sürtüşlerimden
Topraktan gelen şu beden çamurlaştı akıttığın selden
Köhne çardakları kırılgan bulutlarıyla bir şehir kadar uzaklaştım senden
Yoruldum senden, bizden, benden
İlkten sona bir adım atarken sensiz bir çığlıktı kesildi soluğum derinden
Koca yeminler savurdum dönülmez yollara dönerken
And olsun ki;
Mühür bastım dudaklara ölü toprağı serptim yollarına
Yüreğimi gömüyorum sensiz sevdalara

Elveda sevgili elveda...
 
Finalist

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Zaman

Susarak anlattım bütün gizliyi
Sakladım duygumu ben konuşarak

Bir acı tarlası sessiz yüzünde
Aşkı yürürlüğe koyma savaşı

İçimde bir düzen kaynaşmaktadır
Büyük ve çekingen bakışlarından

En iyi anlatış artık susmaktır
Anladım bunu ben seni bilince

Gel denize yaslan yalnız denize
Sırrını denizler taşır insanın

Zaman bir hızdir ve yıldızdır akan
Esneyen günler ve gece üstünden

Bir uyku bölmezse anılarımı
Korkarım çıldırtır bu hayal beni

Gözlerin ne kadar İstanbul öyle 
Sebiller uçuşur parmaklarında 


Ortak günlerimiz tarih şöleni
Saçlarında sayfa sayfa güneşi

İçimde bir sergi var portrelerin
Hayalim heryerde kavrar gölgeni

Aşka ve tabiata ulaştır bizi
Gel kurtar bu şehrin gürültüsünden

Terketme n'olursun bir eşya gibi
Ölümsüz bir hasret yaşarken bende

Vurulmuş bir geyiktir sensiz zamanlar
İçimin ormanı bir yangın yeri

Bir uyku bölmezse anılarımı
Korkarım çıldırtır bu hayal beni

Istırap varoluş şartımız oldu
Esef etme yasım karaymış diye

Bir yanım vahşidir ürkütür seni
Aykırı düşerim sulhçulüğüne

Bir gün deli gibi sarsarak seni
Göklerin yolunu sorabilirim

Başımı taşlara vurabilirim
Aklımdan çıkarsa anılarımız

Paramparçayım gel sen onar beni
Topla aynalardan eski gölgemi

Göçebe ömrümü bağla zamana
Dağılsın içimin karıncaları

Bir uyku bölmezse anılarımı
Korkarım çıldırtır bu hayal beni
 

Mehmet Akif İnan

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

YIKINTI

Kara gecelerin yırtık entarisidir sabahlarım
Salındıkça yıldızlar,
Yırtıklardan bacakları görünür hayatın.

Bu yüzdendir, çıplak geçti en güzel çağlarım
İçli türküler dinlerim sabahları
Akşamları ağlarım…

Zembereği çalınmış zamanın,
Bir gözü çizilmemiş portresiyim.
Elimde telleri kopmuş bir keman
Dağlara yazılmış bestelerim var

Dağlar …
Eteklerinde ön dişi olmayan çocuklar
Saçlarını eğri kesmiş anneleri
Şekerleri kana düşmüş
Gözleri bana küsmüş
Çekik çocuklar…

Hep kavgada gökyüzüm
Güneş Ay’a sitemde
Ay yıldızlar içinde kalabalık,
Güneşim yapayalnız
Ay seslenir her gece pencereme
“ Ey adını benden alan kız!
Güneş yıldızları yaktı
Geceler ondan ışıksız”

Vapurlar yüzer gözbebeklerimde
Yolcuları çalınmış
Batmasınlar diye hep çağlarım
Böyle dalgalı geçer gözlerimde günler
Sabahları içli türküler dinler
Akşamları ağlarım…

Çamur yağdı gökyüzünden
Kara uçar kanatlarım…

Her yanı tutulmuş yerküremin
Çöplükler kedilerin,
Topraklar ölülerin
En güzel köşeler delilerin
Bana annemin cepleri kaldı
Onu da gurbet aldı…

Öyle bir direğim ki kent meydanında
Yapayalnız her yanım
Hadi ölenler görünmüyor
Ama hani benim sağlarım?
Bir direk gibi dik ve yalnız
Adını Ay’dan almış küçük kız…

Attığım her denizden boş çıkıyor ağlarım
İşte bu yüzden ben
Sabahları içli türküler dinler
Akşamları ağlarım


Aynur ENGİNDENİZ 

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

  • 2 weeks later...

Eşkiya

   
Kaçagım...
Eşkiya aşklar yaşarım durmadan
Kaşla göz dagla uçurum arası...
Konar göçerim
Sürgünlügümü yurtlanmaz yerleşik sevdalar...
Sıgsın isterler defnelerim küçücük saksılarıma
Yetmez..
Dag başlarının teslimiyeti istenir
Ya katli ..Ya ihanetim...
Bilmezler bir başka bir yol oldugunu
Yani ben Eşkiya...
Her yanı pusu
Gözlerimde ki dumanlı daglara sevdam
Zülfümde gölgeye sıgınmam bundandır...
O zaman keyif çatarim silah diye sevdagının doruguna
Buzullar erir, nehirler yatak değistirir
Sevdalarımı ışıklarında yıkarlar...
Sonra da yürekleri seslerinde gürül gürül akarlar...
Çıplak suretleri dag baslarını resmeder
O dem iklim degişir yuzun olur
Yüregimden gayrısına sır vermedıgım dogrudur
Kaçaklık bu hadi gel şahrudum
Daglara gölge verelim... 
Gögüsüm tahtasının altı ol
Yoksa vuracak beni hasretin bir tenhada
Yakışırmı bir kaçaga
Ecel eliyle ölmek... 


“Korkma,sadece toprağa gideceksin,sonra toprak olacaksın. Sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin, oradan özüne ulaşacaksın. Çiçeğin özüne bir arı konacak. Belki o arı ben olacağım.”

 

Yavuz Turgul 

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Yenilgi

Yenilgi, yenilgim, yalnızlığım ve kimsesizliğim. 
Binlerce yengiden de bana değerli olan sen! 
Dünyadaki tüm parlak başarılardan 
sensin yüreğime yakın olanı! 

Yenilgi, yenilgim, baskaldırım 
ve de benim kendimle tanışmam. 
Sayendedir ki, hala ben ayağı yere basan 
ve solmuş defneler peşinde koşmayan 
biri olduğumun bilincindeyim; 
ve sende, yalnızlığımı buldum 
ve de herkesten uzak, 
ve de gururlu olmayı. 

Yenilgi, yenilgim, benim parlak kılıcım 
ve de kalkanım. 
Gözlerinde okudum tahtı arayanın 
kendi kendisinin kuluna dönüştüğünü. 
Ve, bir kimsenin derinliklerindeki 
esasını anlayabilmemiz için 
onun gücünü söndürmemiz gerektiğini. 
Ve ancak böylesine olgunlaştıktan sonradır ki, 
bir meyvenin tadına varılabildiğini. 

Yenilgi, yenilgim, 
benim sözünü sakınmaz yol arkadaşım 
şarkımı, bağrışmalarımı, sessizliklerimi hep duyacaksın. 
Ve senden baska hiçkimse bana söz etmeyecek 
kanat çırpınmalarından ve deniz kabarmalarından 
ve de geceleri yanan dağlardan. 
Ve sen, tek başına 
ruhumun sarp ve kayalık 
yollarından tırmanacaksın. 

Yenilgi, yenilgim, benim ölmez cesaretim 
sen ve ben fırtınada birlikte güleceğiz; 
ve biz ikimiz, derin mezarlar kazacağız 
içimizde ölmekte olanlara; 
ve tutunacağız, tüm gücümüzle, 
güneşin karşısında; 
ve de tehlikeli olacağız.

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Orhan pamuk'a ithaf

Yüzde yüz bir pislik var ki kanında,
Soykırımı icadı yaptı sonunda.
Türkiye'nin şu en hassas anında,
Onu yalanlayan tarihe kızar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Nerden çıktı şimdi durup dururken?
Dört yandan ülkeyi düşman bürürken,
AB'ye gün be gün hesap verirken,
Hayâlî ölüye mezarlar kazar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Kıvırmayı bırak, erkek ol erkek,
Bir buçuk milyonu saydın mı tek tek?
Üç kuruş paraya satılmış k...k
Eline bir kemik geçince azar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Dönen dolapları ibretle seyret,
Ermeni bu kadar göstermez gayret.
Kraldan daha çok kralcı, hayret!
Kafayı 'soykırımı' sözüyle bozar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Eğer bir soykırımı varsa ortada,
Türklere yapıldı Erzurum, Kars'ta.
Tarihi git öğren, birazcık sus da,
Doğu baştan sona hep toplu mezar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Azerbaycan'a git, gör soykırımı,
Yürekler acısı Türk'ün durumu.
Bir daha bilmeden yapma yorumu,
Azeri kanıyla doluyken Hazar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Batı'nın gözünde arttı değerin,
Onlardan bir daha kaptın 'aferin'.
Küpe de taktı mı efendilerin?
Midesi dolunca dili hep uzar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Anan mı Ermeni, baban mı senin?
Ailenden var mı hiç katledilenin?
Seni bu ülkede 'aydın' edenin...
Alçaklık yaptıkça bulursun pazar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Ekmeğini yediğin bu Devlete,
Seni adam sayan yüce millete,
ihanet ederek düştün zillete!..
Aman ha dikkat et, değmesin nazar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Bir adam olursa doğuştan yamuk;
Soyuna düşmandır, düşmana pamuk.
ERBABÎ, yakana yapışır CMUK,
Unutma, bu millet oyunu bozar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Ozan Erbabi

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Dalga

Sen içini çekerdin, benim saçlarım dalgalanırdı. 
Gözlerim kapalı, düşlerdim kaybolmayı.
İçin giderdi, bende giderdim.
Bir deniz gibi hürdüm o zaman, 
Üstümdeki gemilerin limanı hep sendin.

Ben içimi çekerdim, senin öz yerin kamaşırdı.
Öperdin usulca, dudakların hissettirmezdi buluşmayı.
İçim giderdi, sen ki hep biterdin.
Okyanus gibi kalabalıktı en dibin,
Üstünden geçenleri bile farketmezdin, bendim.

Bir gün, bir anda olsa, birlikte geçtik içimizden.
Sustu sözlerimiz, konuşmaya başladı saydam inliğimiz.
İçimiz, ikimizden ibaretti, ikimize karşı birdik.
Tüm kıtalardan birlikte geçtik.
İyiliğimiz kadar çirkindik.
Bu yüzden üstümüzle balıklara çekildik, bizdik.

Ve ölümle dalgalanacak kadar gençtik,
Bir ölüme sığacak kadarsa bencildik.

Ve bittik.

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Baktım ki gökyüzü baştan başa bulut
Unut diyor o güzel günleri unut
Baktım ki deniz her dalgasıyla düşman
Kuşlar av peşinde balıklar pusuda
Çok gerilerde kalmış çıktığım liman
Yok görünürde sığınacak bir ada

Baktım ki musibet gün gelip çatmış
Yolcusunda tayfasında şafak atmış
Ne yelken kâr eder ne kürek ne istim
Dayandım aşk ile yürüttüm gemiyi
Aşk ile koskoca dağları düz ettim
Avladım sonunda o civân kekliği

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

  • 2 weeks later...

Sulara Dalan Gözler 

Gözlerim daldı gitti bir rüya denizine, 
Sularda uzun uzun baktım ayın izine 
Dedim: Yirmi yaşımın ay ışığı değil bu, 
Hani başım düşerdi bir sevgili dizine. 

Sular gene o sular, kıyı gene o kıyı, 
Gene çamlar dinliyor uzaktan bir şarkıyı, 
Ah artık görmüyorum eridi mi ne oldu? 
İri yeşil gözlerde gördüğüm pırıltıyı! 

Halit Fahri Ozansoy

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

 

Geceleyin Kırda

 

Kuytu bir köşesindeyim 
ve yorgun bedenimin altında 
çıtırdıyor kuru yapraklar
Üstte kristal bir gök
ve yıldızlar
ozancasına

Yalnızım 
sıkıntının yayalnızlığı değil bu
Düşlerle el ele
yaşamayı dillendiren
ve yudum yudum özümleten
bir sevgi yanlızlığı

Dinlendiriyor yüreğimi
kafamı
bedenimi
serin okşayışlarıyla doğa
Dinliyorum en güzel türküsünü
kurdun kuşun

Uçmak için
kanat aramıyorum

 

Ahmet Telli

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Değerli arkadaşım Эда F bu şiir sana:)

 

 

Ey Hazan...! 
Yine neyin hazırlıgındasın,
Nedir o telasın, nedir acelen? 
Sanki birseyler saklamaya çalısıyorsun benden 
Yoksa unuttugum birseyler mi var sevdalar, sevgililerinmi var? 
Neden sarardın, sinende sakladıgın hüzünler mi var 
Bak tabiat sana amade agaçlar, kuşlar, yapraklar 
Hepsi sana deli, sana divane, sana hizmetci 
Söyle neyin hazırlıgındasın yine 
Yeni yeni unutmalarınmı yoksa yeni sevdalarınmı 
Kimbilir kimlerin hüznünü gizliyorsun sinende 


Yine sapsarısın Ey hazan! 
Bu halin vefasızların ardından yas tutusundan mı 
Bırak giden gitsin hüznün dallarından sararıp düşsün 
Bırak senin güzelligini anlamayanlar savrulsun ucsun 
İndir gözyasını yagmur yagmur sararan vadilere 

Ey Hazan! 
Bırak unutan vefasız unutsun seni
Sen ki her bahar yeniden seversin 
Şimdi hüznüne bir son ver 
Sal ılık rüzgarlarını 
Sevdalılardan selam götürsün sevgililere 
Oksasın dagları

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

teşekkür )

Заговори,чтоб я тебя увидел.
-----------------------------------
Я у себя одна.

-  -  -  -  -  -  -  -  -  -  -  -  -  -  

Счастье - это когда ты почти не пересекаешься с идиотом.

(barba non facit philosophum)

~ ~ ~ ~~~~~~~~~ ~ ~ ~

Никто. Никакая. Ничья.

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Ağaran Bir Suyum

Nerden mi anlıyorum yaşlandığımı
Kadınlar gittikçe daha güzel

Güneş daha hızlı adımlıyor gökyüzünü
Sular daha soğuk rüzgâr daha serin

Eskiden her konuda konuşurdum istekle
Bir geniş gülümsemeyle dinliyorum şimdi

Büyük yapılar ışıklı çarşılar bitti
Ara sokaklara salaş kahvelere gidiyorum

Kurtulmak için çırpındığım çocukluğu
Yeniden öğreniyorum çocuklardan şaşarak

Bütün sesler çın çın bir yalnızlık oluyor
İçimden geçenleri söyledim sanıyorum

Birisi bir şarkı söylemesin kederle
Tenimde bir titreme kirpiklerimde buğu

Kısa söz basit eşya kedi sevgisi
Aktıkça ağaran bir suyum zamanın ırmağında

Nerden mi anlıyorum yaşlandığımı
Kadınlar daha güzel kadınlar daha uzak...

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

oysa herkes öldürür sevdiğini
kulak verin bu dediklerime
kimi bir bakışıyla yapar bunu
kimi dalkavukça sözlerle 
korkaklar öpücükle öldürür
yürekliler kılıç darbeleriyle
kimi gençken öldürür sevdiğini
kimi yaşlıyken
şehvetli ellerle boğar kimi
kimi altından elleri
merhametli kişi bıçak kullanır
çünkü bıçakla ölen çabuk soğur
kimi yeterince sevmez
kimi fazla sever
kimi satar kimi de satın alır
kimi gözyaşı döker öldürürken
kimi kılı kıpırdamadan
çünkü herkes öldürür sevdiğini
ama
herkes öldürdü diye
ölmez...

 

 

 

 

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Gelsen Diyorum


Bir demet acı var ellerimde
Birde hüzün buseleri tenimde
Kimden nereye olduğunu bilmediğim sonsuz 
Bir yolculuk yüreğimde...


Tutsam diyorum acıları, tutsam 
Acıtmasa düşlerimi yalanlar. 
Baharlar yenik düşmese kışlara
Gitsem diyorum bilinmeyenlere, gitsem... 

Yenik düştüğüm bir iki mısra ellerimde
Özlemler kanatıyor sevgili haddim olmayan özlemler
Gelsem diyorum ellerine, koşsam gelsem
Yasak bir iki gerçek gece gibi çöküyor günlerime...

Bir bakıyorum güneşler solmuş,

Bir bakıyorum bitmeyen gündüzler gece olmuş.
Sevsem diyorum umursamazcasına, sevsem
Sevsem diyorum, sevemiyorum özgürce... 

Sevdalarım hep bir yasağa mahkum, 
Gölgeler hareler gibi kararır yarınlarıma
Sevsem diyemiyorum, sevmesemde
Sevmeler hep boğazıma düğümleniyor
Gelemiyorum, gelmek istesemde... 

Dağlar misali duygularım yenik düşüyor

Yağmur misali yağan gözyaşlarıma
Ağlama diyorum bazen, ya da gülmek... 
Karar veremiyorum... Gülsem de ağlıyorum
Ağlasam da kanıyorum... 


Bir iç çekiş gecelerde 
Bitse diyorum kararan geceler 
Şafak sökse... 
Bitse diyorum hüzünler, mutluluk gelse.
Ne şafak söküyor

Ne kara geceme güneş doğuyor...


Gel diyorum, sevdalım gel artık 
Bak bir iki nefes kaldı tükeniyorum... 
Yasağım... Bitir artık bu yasağı
Tükenmeden ben gelsen diyorum, 
Çünkü artık ben nefes alamıyorum.

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

KİMİ SEVSEM SENSİN

kimi sevsem sensin / hayret
sevgi hepsini nasıl değiştiriyor
gözleri maviyken yaprak yeşili
senin sesinle konuşuyor elbet
yarım bakışları o kadar tehlikeli
senin sigaranı senin gibi içiyor
kimi sevsem sensin / hayret
senden nedense vazgeçilemiyor

her şeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet
sarışın başladığım esmer bitiyor
anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli
dudakları keskin kırmızı jilet
bir belaya çattık / nasıl bitirmeli
gitar kımıldadı mı zaman deliniyor
kimi sevsem sensin / hayret
kapıların kapalı girilemiyor

kimi sevsem sensin / senden ibaret
hepsini senin adınla çağırıyorum
arkamdan şımarık gülüşüyorlar
getirdikleri yağmur / sende unuttuğum
hani o sımsıcak iri çekirdekli
senin gibi vahşi öpüşüyorlar
kimi sevsem sensin / hayret
in misin cin misin anlamıyorum

ATTİLA İLHAN 

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

  • 2 weeks later...

MONA ROZA

Mona Roza, siyah güller, ak güller

Geyvenin gülleri ve beyaz yatak

Kanadı kırık kuş merhamet ister

Ah, senin yüzünden kana batacak

Mona Roza siyah güller, ak güller

Ulur aya karşı kirli çakallar

Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa

Mona Roza, bugün bende bir hal var

Yağmur iğri iğri düşer toprağa

Ulur aya karşı kirli çakallar

Açma pencereni perdeleri çek

Mona Roza seni görmemeliyim

Bir bakışın ölmem için yetecek

Anla Mona Roza, ben bir deliyim

Açma pencereni perdeleri çek…

Zeytin ağaçları söğüt gölgesi

Bende çıkar güneş aydınlığa

Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi

Seni hatırlatıyor her zaman bana

Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ve vardır her vahşi çiçekte gurur

Bir mumun ardında bekleyen rüzgar

Işıksız ruhumu sallar da durur

Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ellerin ellerin ve parmakların

Bir nar çiçeğini eziyor gibi

Ellerinden belli oluyor bir kadın

Denizin dibinde geziyor gibi

Ellerin ellerin ve parmakların

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

Saat onikidir söndü lambalar

Uyu da turnalar girsin rüyana

Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

Akşamları gelir incir kuşları

Konar bahçenin incirlerine

Kiminin rengi ak, kimisi sarı

Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine

Akşamları gelir incir kuşları

Ki ben Mona Roza bulurum seni

İncir kuşlarının bakışlarında

Hayatla doldurur bu boş yelkeni

O masum bakışlar su kenarında

Ki ben Mona Roza bulurum seni

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

Henüz dinlemedin benden türküler

Benim aşkım sığmaz öyle her saza

En güzel şarkıyı bir kurşun söyler

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

Artık inan bana muhacir kızı

Dinle ve kabul et itirafımı

Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı

Alev alev sardı her tarafımı

Artık inan bana muhacir kızı

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

Meyvalar sabırla olgunlaşırmış

Bir gün gözlerimin ta içine bak

Anlarsın ölüler niçin yaşarmış

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

Altın bilezikler o kokulu ten

Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne

Bir tüy ki can verir bir gülümsesen

Bir tüy ki kapalı gece ve güne

Altın bilezikler o kokulu ten

Mona Roza siyah güller, ak güller

Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak

Kanadı kırık kuş merhamet ister

Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!

Mona Roza siyah güller, ak güller

Sezai KARAKOÇ

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

  • 3 weeks later...

 

İlgili resim

 

 
Baş köşeyi kim aldı, kime verdin?
Bir bardak soğuk su gibidir onlar
Ellerinin uzandığı her masada taş gibi bir çay.
 
Bizim içtiğimiz çay da çaydır.
Çarpık dudaklı, ezik gözlü allı mavili çaylar
Şehirlerden çok güneş vardır o çaylarda
O çaylar dağları bin parça eder getirir.
Yaşamayı çağıl çağıl getirir.
Dans eden bir kadının ayak bilekleri gibidir onlar
Judy Garland gibi çay, kan gibi çay
 
O çaylardan su içenlerin gözleri
Benim çay bardağımda senin gözlerin olur
Senin gözlerin sizin çay bardağınızda.
 
Sezai Karakoç

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Türkiyem, Anayurdum, Sebebim, Çarem!

 

Ben, kağnılarla yaylılarla büyüdüm geldim
Çocuk yüreğimi yakan türküler dinleye dinleye.
Mahzun kağnılarla, nazlı yaylılarınla
Ve tozlu yollarınla sevdim seni Türkiye!

O tezek topladığım kırlar, yaylalar...
Başına oturduğum, yemek yediğim atandır.
Türkiye'm, anayurdum, sebebim, çarem...
Taşına toprağına vurgunluğum bundandır...

Akşam karanlığıyla başlardı kurbağalar
Susar gökyüzü kadar, dinlerdim biteviye.
Gecemi besteleyen cırcır böceklerinle.
Kurbağa seslerinle sevdim seni Türkiye!

Bir Peygamber sofrasıydı soframız: 
Biraz tandır ekmeği, biraz çökelik...
Yoksulluğunla da bağlandım kaldım sana
Mecnunlar gibi üstelik.

Yağmurlar başlayınca, odalarımız damlardı
Dizlerini döve döve ağlardı anam.
Şimdi kırkikindiler boyunca sırılsıklam
Küçük kerpiç evlerin çıkmaz aklımdan!

Türkiye'm! Hasretim! Kınalı türküm! ..
İçiçe güzellik, uç uca kahır
Yüreğimi bin parçaya bölseler
Her parçası yine seni çağrışır.

Yavuz Bülent Bakiler

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

  • 2 weeks later...

 Ey Sevgili

 

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin 
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süregi 
Bütün törenlerin sölenlerin ayinlerin yortularin disinda 
Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim 
Af dilemeye geldim affa layik olmasam da 
Uzatma dünya sürgünümü benim 

Aşkın bu en onulmazından koparıp 
Bir tuz bulutu gibi 
Savuran yüregime 
Ah uzatma dünya sürgünümü benim 
Nice yoruldugum ayakabilarimdan degil 
Ayaklarimdan belli 

Lambalar egri 
Aynalar akrep melegi 
Zaman çarpilmis atin son hayali 
Ev miras degil mirasin hayaleti 
Ey gönlümün dogurdugu 
Büyüttügü emzirdigi 
Kus tüyünden 
Ve kus südünden 
Geceler ve gündüzlerde 
Insanliga anit gibi yükselttigi 
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili 
Uzatma dünya sürgünüm benim 

Bütün siirlerde söyledigim sensin 
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin 
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandim Salome'nin Belkis'in 
Bosunaydi saklamaya çalismam öylesine asikarsin bellisin 
Kuslar uçar senin gönlünü taklit için 
Ellerinden devsirir bahar çiçeklerini 
Deniz gözlerinden alir sonsuzlugun haberini 
Ey gönüllerin en yumusagi en derini 
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili 
Uzatma dünya sürgünümü benim 

Yillar geçti sapan ölümsüz iz birakti toprakta 
Yildizlara uzaniphep seni sordum gece yarilarinda 
Çati katlarinda bodrum katlarinda


Gölgendi gecemi aydinlatan essiz lamba 
Hep Kanlica'da Emirgan'da 
Kandilli'nin kursuni safaklarinda 
Seninle söylesip durdum bir ömrün baharinda yazinda 
simdi onun birdenbire gelen sonbaharinda 
Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim 
Af dilemeye geldim affa layik olmasam da 
Ey çagdas Kudüs (Meryem) 
Ey sirrini gönlünde tasiyan Misir (Züleyha) 
Ey ipeklere yumusaklik bagislayan merhametin kalbi 
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili 
Uzatma dünya sürgünümü benim 

Daglarin yikilisini gördüm bir Venüs bardaginda 
Köle gibi satildim pazarlar pazarinda 
Günesin sarardigini gördüm Konstantin duvarinda 
Senin hayallerinle yandim düslerin civarinda 
Gölgendi yansiyip duran bengisu pinarinda 
Ölüm düsüncesinin beni sardigi su anda 
Verilmemis hesaplarin korkusuyla 
Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim 
Af dilemeye geldim affa layik olmasam da 
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili 
Uzatma dünya sürgünüm benim 

Ülkendeki kuslardan ne haber vardir 
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardir 
Ask celladindan ne çikar madem ki yar vardir 
Yoktanda vardan da ötede bir Var vardir 
Hep suç bende degil beni yakip yikan bir nazar vardir 
O sarkiya özenip söylenecek misralar vardir 
Sakin kader deme kaderin üstünde bir kader vardir 
Ne yapsalar bos göklerden gelen bir karar vardir 
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardir 
Yanmissam külümden yapilan bir hisar vardir 
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardir 
Sirlarin sirrina ermek için sende anahtar vardir 
Gögsünde sürgününü geri çagiran bir damar vardir 
Senden umut kesmem kalbinde merhamet adli bir çinar vardir 
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili

 

 

Sezai Karakoç

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

  • 2 weeks later...

Tut Yüreğimden Ustam 


Ustam!
Aklım firarda.
Gözbebeklerimde müebbet hüzün,
Dilimde Ay kesiği bir yara,
Düşüm kırık dökük,
Umudumun boynu bükük,
Bir öksüzün omuzlarında sükut.
Yüreğim sana emanet sıkı tut.
Tut ki; kancık pusulara düşmesin.
Bir hain kurşunu gelip deşmesin.
Ustam!
Ne zaman o senin bildiğin zaman,
Ne sevda gördüğün masallardaki.
Eskiden,
Halı tezgahında dokunurdu aşklar,
Nakış nakış, körpe kız ellerinde.
Mendillere yazılırdı isimler,
Yüreklere kazılırdı gizlice.
Sevdalılar asil ve de yürekli
Sevdalar, kavgalar iki kişilik.
Oysa şimdi;
Çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
Meşru sevdalardan,
Gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara,
Günahkar gecelerden.
Beni herkes sevdaya asi sanır,
Oysa aşk, beni nerde görse tanır,
Hasret tanır,
Zulüm tanır,
Ölüm tanır,
Yüzüm yüzümden utanır.
Yorgunum ustam;
Ne katıksız somun isterim senden,
Ne bir tas su,
Ne taş yastıkta bir gece uykusu.
Var gücünle asıl sükunetime,
Çığlığım kopsun,
Uzat ellerini güneşe dokun,
Uyandır uykusundan,
Tut yüreğimden ustam tut,
Tut beni, sür güne...

Serkan Uçar

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

  • 3 weeks later...
Dünden Kalan Sıkıntı


Bugün içimde bir sıkıtı var dünden kalan
Ne bugünün tadı kalmış gönlümde
Nede yarının uslanmaz heyecanı yüreğimde
öylesine bir hayat taşımanın hevesiyle

Yollara bakıyorum sessizce
Bugün içimde bir sıkıntı var dünden kalan
Güneşin kızıllığı vurmuş gözlerime
ufkun derin izleri sarmış her yeri
gördüğüm süratler de kim
bende kimim?
Soruyorum Sonbaharın gelişine

Bugün içimde bir sıkıntı var dünden kalan
Kuşlar bir başka uçuyor derinlerde
Deniz bir başka dalgalanıyor sahillerde
Karanlık başka bir karanlık gecenin içinde
bir bulut gibi kaplıyor bütün bedenleri gizlice

Bugün içimde bir sıkıntı var dünden kalan
Anlatılmamış bir hikâyenin
söylenmiş bir şarkının
aldatılmamış bir yüreğin
hevesi ile yanmamın çekilmez acısı

aşk gibi
kavga gibi
sarmış yüreğimi 
verem nöbetleri gibi

Bugün içimde bir sıkıntı var dünden kalan
Dışarıdaysa hafif bir yağmur
Bir arkadaş edasıyla yağıyor
Yağıyor sis kaplı caddelere
Yağıyor yavaş yavaş
Yağıyor yüreğime yüreğime.
 
 
Finalist
Изменено пользователем Kaşif

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

BENİ GÜZEL HATIRLA 

Beni güzel hatırla! 
Bunlar son satırlar... 
Farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından 
ya da bir yağmur sel oldum sokağında 
sonra toprak çekti suyu... 
Kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için.
Uyandın ve ben bittim...

Beni güzel hatırla! 
Çünkü; sevdim seni ben, herşeyini... 
Sana sırdaş oldum, dost oldum, 
koynumda ağladın.
Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini,
beni üzdün, kınamadım. 
Alışıktım vefasızlığa, el oldun aldırmadım... 

Beni güzel hatırla! 
Sayfalarca mektup bıraktım sana.
Şiirler yazdım her gece, çoğunu okutmadım.
Sakladım günahını, sevabını içimde 
sessizce gittim... 
Senden öncekiler gibi sen de anlamadın.

Beni güzel hatırla! 
Sana unutulmaz geceler bıraktım 
sana en yorgun sabahlar... 
Gülüşümü, gözlerimi, sonra sesimi bıraktım. 
En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka,
söylenmemiş "Merhaba"lar sakladım her köşeye 
vedalar bıraktım duraklarda.
Ne ararsan bir sevdanın içinde 
fazlasıyla bıraktım ardımda.

Beni güzel hatırla!
Dizlerimde uyuduğunu düşün, 
saçını okşadığımı, üşüyen ellerini ısıttığımı, 
mutlu olduğun anları getir gözünün önüne.
Alnından öptüğüm dakikaları...
Birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşün 
şaşırtmayı severim biliyorsun.
Bu da sana son sürprizim olsun. 
Şimdi, seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum 
beni güzel hatırla. 
Gidiyorum...

 

 

Finalist

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Bir Yerden Sonra

Birbiri ardına geliyorsa mutsuzluklar
Keskin bir bıçak gibi saplanıyorsa acılar
Köşebaşlarını tutmuşsa umutsuzluklar
Ve uçurumlarda yankılanıyorsa aşkın son çığlıkları
Ayrılık güzeldir...

En kalabalık yerlerde büyüyorsa kimsesizliğin
Binlerce kahkaya karışıyorsa gözyaşların 
Son çiviyi çakıyorsan yorgun sabrına
Daha kirpiklerinde can veriyorsa hayallerin
Ve dilinin ucundaysa en çılgın küfürler
Yalnızlık güzeldir...

Güvendiğin yüreklere karlar yağmışsa
Buz tutmuşsa o sımsıcak bakışlar
Sen yangınlar içinde üşüyorsan
Ve bir zavallılıksa artık o çok sevmek
Böyle bir dünyaya tükürmek
Ve ölmek güzeldir... 




Ahmet Selçuk İlkan

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Bana Zamandan Söz Ediyorlar

Gelip size zamandan söz ederler
Yaraları nasıl sardığından ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden.
Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden.
Hepsini bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi.
Dahası onlar da bilirler. Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler,
öyle düşünürler.
Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak,
sırtınızdaki hançeri çıkartmak, yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle
yeniden kucaklaşmak kolay değildir elbet. Kolay değildir bunlarla
başetmek, uğruna içinizi öldürmek. Zaman alır.

Zaman
Alır sizden bunların yükünü
O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, acılar
dibe çöker. Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir. Bir
yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir.
O boşluk doldu sanırsınız.
Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir.

Gün gelir bir gün
başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide
o eski ağrı
ansızın geri teper.
Dilerim geri teper. Yoksa gerçekten
Bitmişsinizdir.

Zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır
anlamları, önemi kavranır. Bir zamanlar anlamadan yaşadığın
şey, çok sonra değerini kazanır. Yokluğu derin ve sürekli bir sızı
halini alır.
Oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık
Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan
Her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır...

murathan mungan 

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

ÖZLEDİM SENİ

Özledim seni... 
Ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir. 
Beynimi uyuşturuyor özlemin... 
Çok sık birlikte olmasak bile 
Benimle olduğunu bilmenin 
Bunca zamandır içimi ısıttığını 
Yeni yeni anlıyorum 
Yokluğun, 
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp 
Mütemediyen bir boşluğa 
Sabahları seni okşayarak başlamaları 
Akşamları her işi bir kenara koyup 
Seninle başbaşa konuşmaları özlüyorum; 
Oynaşmalarımızı, 
Yürüyüşlerimizi, 
Sevimli haşarılığını, 
Çocuksu küskünlüğünü... 
Nasıl da serttin başkalarına karşı 
Beni savunurken; 
Ve ne kadar yumuşak 
Bir çift kısık gözle kendini 
Ellerimin okşayışına bırakırken 
Gitmeni asla istemediğim halde 
Buna mecbur olduğunu görmek 
Ve sana bunları söylemeden 
''Git artık'' demek 
''Beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa'' 
Demek sana ne de zor 
Seni görmemek ve belki yıllar sonra 
Karşılaştığımızda 
Bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden... 
Yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek.... 

Can Yücel

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

  • 1 month later...

Ben seni hiç sevmedim ki

Ben seni hiç sevmedim ki
Yorgun akşamlarda söylediğimiz şarkıları sevdim
Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim
Birde yıldızları sevdim
Eylül akşamlarında gelip,
Gözlerinde tutulan.
 
Ben seni hiç sevmedim ki
Beni yola koyduğunda ayrılmayı sevdim
Kurşunları sevdim beni vurduğunda
Ağlamayı sevdim unuttuğunda
Yalnız olduğumu anladığımda
Ayakta kalmamı sevdim
Yıkılmamı sevdim seni hatırladığımda
Ekmeği sever gibi sevdim sensizliği
Su gibi özledim Temmuz güneşinde sesini
İkindide yağmur gibi
Geceleyin yağan yağmur gibi sevdim seni sevdiğimi
Ben seni hiç sevmedim ki
 
Kuşlara şarkılar öğretmeni sevdim
Menekşeyle konuşmanı
Nisan'a hatırlatmanı
Baharın bir adının da yalnızlık olmadığını
Düştüğün zaman kanayan yaralarını
Ve tuhaflığını üşüdüğün zaman
Sakız satan çocukları
Yeni çıkan şarkıları
Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim
Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe
Ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte
Ben seni hiç sevmedim ki
 
Bir gece bir ceylan indi dağdan kalbine
Bir gece bir şiir gibi kibrit alevinde
Alemin ortasında, kimsesizliğin sesinde
Buğusunda sabahın, acımasızlığında ahın
Ağlayan yüzünde İsa'nın
Ferahlatan gücüyle duanın
Korkutan yanıyla nar'ın
İncenin, zeytinin ve kalbin üstüne
Gülün üstüne
Tutunduğum umudun üstüne
Korkunun üstüne
Hep senin üstüne, hep senin üstüne
Ben seni hiç sevmedim ki
 
Gittiğin zaman gitmeni sevdim
Evreni sevdim geldiğin zaman
Kalmanı sevdim
Korkuyordum sana alışmaktan
Yine de sevdim gülümsemeyi
Mendilimi sallarken, seni götüren trenin arkasından
Kırlara ilk kar düştüğü zaman
Ölümünün ne güzel olduğunu sevdim
Seni içimde öldürdüğüm zaman
Ben seni hiç sevmedim ki

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

İnci Dakikaları
 

Sen bana yeni yılsın her dakika
Her dakika bir yaşıma daha giriyorum

Sen benim üstüne titrediğim güzel ve yeni
Saatim kadar saadetimin gözbebeği zamansın
Ben bin parçaya bölündüm her parçasında
Her parçasındayım kırkayak sesli boğuk arkadaşlığın
Çalkantısız Üniversitenin yalnızlığın ve ağlamanın
Erkek ağlar mı diyeceksin
Hayberin kapısı ağlar mı erkek ağlar mı
Ben yel gibi erkekler ağlar diyorum
Bir dakika ağlar yılbaşı dakikasında
Daha gözlerimin gerçek yaşları belirmeden
Ağlamak diye bir şey yoktur diye bir şey
Yüzme bilmeyen bir uyurgezer yüzer ya
Çürük ve havada asılı tahtalar üstünde
Hafif kedi ayaklarıyla yürür gerçekten yürür ya
Sen benim ağlamamı erkeklığıme
Uyanan ölmeyen yenilenen
Azgın kışlar içinde keskin baharlar bulan
Seni bulan yeniden bulan tekrar tekrar bulan erkekliğime say

Bütün bir yıl bütün bir yaşama boyu
Gizli heybelere binbir gece eşyası doldurduğuma say

Ben otomobilleri böylesine yankısız sağır komam
Öyle bir isyan şiiri var ki ben onu yakalayacağım
Bu yunan şehrinin düzenini öper ve yalvarırım
Şehrin ölümünü yanlış anlama
Gözleri kör oldu doğrudur ama o kadar
Ve şehrin gözlerini geri verme dakikalarıdır bu yılgın çanlar

Senin odan günışığı en güzel müzik bana
Farklılıklar odası
Giden tren buharları içinde örümcek ağı
Sen güzel örümcek ağı yaşamakla yaşamamak
Doğduğumuz şüpheyle öldüğümüz şüphe arasına gerilmiş
Garip bulut farklı müzik güzel örümcek ağı

Ben bir yabancı buğunun kokusunu alıyorum
Bu kokuyu alıyorsam onulmaz kıskançlık yaramdandır
Benim garipliğime bakma benim kıskançlığıma bakma benim
İncilerin ilk gerçek ve yeni yorumunu bulur gibi oluyorum
Bu inciler denizlerin en karanlık noktalarında bile yoktur
Benim ak ve kara kayalar içinde bulduğum inciler
Bu inciler sen olmasan bende bile yoktur
Oldukları yerde bile

Sezai Karakoç

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

 

MIRILDANMALAR

 

I

içimden dedim beraber yürüyelim olur mu 
varsın gemilerimizi taşıyamasın sular 
varsın yarı yolda uyuya kalsın 
bize gönderilen bahar

içimden dedim beraber yürüyelim olur mu 
varsın gölgemiz olsun hüzün 
dilediği gibi uzatsın canevimize ayaklarını 
varsın annemiz olsun tütün 
hayat daha sert vursun yumruklarını

II

içimden dedim ilmeği kaçmış bir hayat bizimkisi 
nedir alnımızdan öpmek için izimizi süren 
kalmış mıdır kalesi düşmüş bir şehrin cazibesi 
nedir yalnız bize yakışan bu serüven

bu serüven ki 
bizden biri yaptı sırtımızdaki hançeri 
ve terketti bizi huzur denen sevgili 
kalakaldık, şaşkınlığın avuçlarında 
billur bir kuş gibi

III

içimden dedim gömülü bir ırmağın yalnızlığıdır bu 
beraber yürüyelim olur mu…

İbrahim Tenekeci

.

.

Dili yok yüreğimin, ondan ne kadar bizarım!

 

Dil, din, ırk insanların arkadaş dost olmasına engel değil üstadım... 

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.

Гость
Ответить в тему...

×   Вы вставили отформатированное содержимое.   Удалить форматирование

  Only 75 emoji are allowed.

×   Ваша ссылка была автоматически встроена.   Отобразить как ссылку

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Загрузка...
×
×
  • Создать...