Перейти к содержимому

Boraltan katliamı


SUMGAYIT

Recommended Posts

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi Boraltan Köprüsü utancından kurtarmış olduk” demişti. O tarihte neler yaşandı, işte detaylar…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi Boraltan Köprüsü utancından kurtarmış olduk” demişti. O tarihte neler yaşandı, işte detaylar…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki kez, hem Bakü hem Ankara'da, "Türkiye'yi Boraltan Köprüsü utancından kurtarmış olduk" dedi. Peki Boraltan'da ne oldu? 1945 yılında o köprüde ne yaşandı? Hükümetin tutumu neydi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi Boraltan Köprüsü utancından kurtarmış olduk” demişti. O tarihte neler yaşandı, işte detaylar…

1945 yılıydı. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda İsmet İnönü, Başbakanlık koltuğunda da Şükrü Saracoğlu vardı. Milyonlarca kişinin yaşamını yitirdiği, dünyayı bölen İkinci Dünya Savaşı'nın artık sonu gelmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi Boraltan Köprüsü utancından kurtarmış olduk” demişti. O tarihte neler yaşandı, işte detaylar…

146 Azerbaycan Türkü, komünist rejimden kaçıp Aras Nehri üzerindeki Boraltan Köprüsü'nü geçerek kardeş bildikleri topraklara, Iğdır’daki Türk sınır karakoluna sığındı. Rejimden kaçmak kolaydı ama kurtulmak zordu. Göçmenlerin, Türkiye'ye sığındığını duyan Sovyetler yönetimi bu kişilerin iadesini istedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi Boraltan Köprüsü utancından kurtarmış olduk” demişti. O tarihte neler yaşandı, işte detaylar…

Добро пожаловать в SUMGAYIT, город-герой, город боевой славы!

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Ne yapacağını bilemeyen karakol komutanı Ankara’ya, hükümete telgraf çekti. Ama gelen cevap, tarihe kara bir leke sürecekti. Duyduklarına inanamayan karakol komutanı sorusunu yinelese de cevap değişmedi. İsmet İnönü hükümeti, tereddüt etmeden göçmenlerin gönderilmesine karar verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi Boraltan Köprüsü utancından kurtarmış olduk” demişti. O tarihte neler yaşandı, işte detaylar…

Göçmenler, Türk askerine “Bizi siz öldürün” dese de çare olmadı. 146 göçmen, yeniden Boraltan Köprüsü’ne gönderildi. Fakat bu kez gittikleri umuda değil, ölüme yolculuktu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi Boraltan Köprüsü utancından kurtarmış olduk” demişti. O tarihte neler yaşandı, işte detaylar…

Köprüye ayak basar basmaz önce ayakları bağlandı kaçamasınlar diye. Sonra da soydaşlarının gözü önünde kurşuna dizildiler. Onlardan geriye kalan ise, büyük bir insanlık ayıbı oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi Boraltan Köprüsü utancından kurtarmış olduk” demişti. O tarihte neler yaşandı, işte detaylar…

Kimi tarihçilere göre, Birinci Dünya Savaşı’nın facialarını ve ülkenin işgal edilmesinin felaketlerini yaşamış olan hükümet, Stalin tarafından savaşa çekilmesin diye, İkinci Dünya Savaşı felaketinden Türkiye’yi korumak istedi. Ama 146 Türk, SSCB'ye teslim edilmişti. Ankara'nın hatası Azerbaycan Türklerinin canına mal oldu. İddialara göre, o dönemde katliama şahit olan Türk askerlerinden bazıları kendi canlarına son verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi Boraltan Köprüsü utancından kurtarmış olduk” demişti. O tarihte neler yaşandı, işte detaylar…

Sonraları Meclis gündemine gelse de, göçmenlerin neden ölüme terk edildiği halen bir muamma. Boraltan katliamı, yıllarca halktan saklandı ama sonraki dönemlerde ortaya çıkan ifadeler, belgeler, o gün nasıl büyük bir dramın yaşandığını ortaya koydu.

Добро пожаловать в SUMGAYIT, город-герой, город боевой славы!

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'nun Azerbaycan'sız Projesine Aliyev Yanıtı: O Sözlerle Karşı Çıktı

 

Добро пожаловать в SUMGAYIT, город-герой, город боевой славы!

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Başkan Erdoğan"dan Boraltan Köprüsü hikayesi

 

Добро пожаловать в SUMGAYIT, город-герой, город боевой славы!

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Boraltan Köprüsü faciasının 98 yaşındaki tanığı, 145 Azerbaycan Türkü'nün katledilişini unutamıyor

Boraltan Köprüsü faciasının 98 yaşındaki tanığı, 145 Azerbaycan Türkü'nün katledilişini unutamıyor1945'teki Boraltan Köprüsü faciasında, Türkiye'ye sığınan 145 Azerbaycan Türkü'nün Sovyetler Birliği'ne iadesinin ardından sınırın karşı tarafında kurşuna dizilerek katledilmesi olayına tanıklık eden Bekir Doğan, gördüklerini hafızasından silemiyor.

 

Boraltan Köprüsü faciası esnasında askerlik görevini yapan 98 yaşındaki Bekir Doğan, 1945 yılında Azerbaycanlıların Sovyet askerlerince katledilişine dair, "Rusların ellerine geçtikten sonra biz uzaktan bakıyoruz, öyle bir muamele ki hayvana yapılmayacak bir muamele. Haksız, insafsız, vicdansız bir muamele... Hepsini sıraya dizdiler makineli tüfekle taradılar. Mısır sapı gibi hepsi yere yığıldı." dedi.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Doğan, 1945'teki Boraltan Köprüsü faciasında, Türkiye'ye sığınan 145 Azerbaycan Türkü'nün Sovyetler Birliği'ne iadesinin ardından sınırın karşı tarafında kurşuna dizilerek katledilmesi olayını anlattı.

Gaziantep'te köyde yaşadığı dönemde, 1944'te askere alındığını belirten Doğan, "Harman yerinde oynarken, geldiler ve yoklama yaptırmadığım için doğrudan askere sevk ettiler. Vilayete getirdiler, orada caminin avlusunda birkaç gün kaldık. Oradan bizi trene bindirdiler, sevk ettiler. O dönemde tertip yoktu, doğuma göre askerler toptan alınıyordu. Malatya üzerinden bizi Kars'a götürdüler. Gaziantep sıcak iklim, Kars soğuk, 9. aylardaydık, karın içine gömüldük. 9. ayın 17'sinde kar üzerimize çöktü." diye konuştu.

Doğan, askerliği süresince çok zor şartlarda yaşadıklarını dile getirerek, "Çöp kaplarından ekmek kırığı topluyordu askerler. 1944-1945 benim bu anlattıklarım. Allah o günleri bu millete göstermesin. Bu millet daima payidar olsun. 12 kişi bir karavanadan yemek yerdik. Kaşık çatal zaten yok." dedi.

Bekir Doğan, daha sonra çavuş olarak görevlendirildiğini aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Üsteğmenimiz beni çağırdı. 'Evladım bize verilen mühim bir görev var.' dedi. Biz köylü çocuğuyuz, hiçbir tahsilimiz de yok. Bir emir. Mezalimden kaçan, gece ormanlarda, fundalıklarda saklanarak Türkiye'ye sığınanları bizim önümüze kattılar. Ne yapacağız? Horasan, Sarıkamış'tan gittik. Köprüköyü'nde bir gece kaldık. Horasan'da da bir gece kaldık. Kalabalık, yatak yoktu."

New%20folder%20(9)%2Fboraltan2.jpg

Azerbaycanlı Türklerin hallerinin iç acıtıcı olduğunu vurgulayan Doğan, kısa zamanda yürümeleri gereken mesafeyi günlerce yürüdüklerini söyledi.

Doğan, yolun sonunda neyle karşılaşacaklarını kimsenin bilmediğini belirterek, buna rağmen herkesin içinde kötü bir his olduğunu anlattı.

Azerbaycanlıların kendilerine sık sık "Biz davar sürüsü müyüz, bizi nereye götürüyorsunuz, Allah'tan korkmuyor musunuz, sizde vicdan yok mu?" diye seslendiğini dile getiren Doğan, "Boraltan denilen yere geldik. Uzun bir tahta köprü. O zaman öyle hatırlıyorum. Bizim haberimiz yok. Üsteğmenimiz çok kıymetli bir subaydı. O da ağlaya ağlaya onlarla konuşuyordu. Üsteğmen konuyla alakalı tekrar tekrar telgraf çekti. Komutanımız bu olaydan sonra silahını çekip intihar etti. Biz neden intihar ettiğini bilemedik. Bizim haberimiz yok, askeriz. Hem de çocuğuz. Aklımız başımızda oturaklı da değil. Göreve gidiyoruz, bir amaç var ama neyin nesi olduğunu bilmiyoruz." diye konuştu.

"Bırakın dağılalım, ormanlara gidelim varsın bizi kurt yesin"

Doğan, Azerbaycanlıların Sovyetlere teslim edileceklerini anladıklarında sitem ettiklerini belirterek, şunları aktardı:

"Onların feryadı, figanı, çığlığı... 'Sizde insaf, merhamet yok mu? Sizde Allah korkusu yok mu? Müslüman Müslüman'a bunu yapar mı, siz Türk değil misiniz? Türk olduğumuz için size sığındık, gölgenize geldik, bizi nasıl teslim edersiniz?' dediler. Katı, çok katı, istenmeyen, hiçbir dine ve ahlaka sığmayan, yakışmayan... Bir Türk, bir Türk'ü götürüp ölüme teslim edemez. 'Bırakın dağılalım, ormanlara gidelim varsın bizi kurt yesin. Türkiye'de ölmek istiyoruz. Onun için türlü meşakkatlere katlandık.' diyorlardı."

"Alnımız yerde, gözümüzde yaş, onların üzerimizdeki manevi etkileri bizi küçülttükçe küçülttü"

Bekir Doğan, Azerbaycanlıları gören Rusların sevinç naraları attığını anlatarak, orada yaşananları şöyle anlattı:

"Biz bunları köprüden teker teker isimleri okunarak teslim ettik. Sürüye sürüye köprüden geçirildiler. Allah kimseye öyle bir manzarayı görmeyi nasip etmesin. Zaten elimizden alıp götürdüler. Karşıya geçince 'Hoş geldiniz.' demiyorlar. Ellerinde ne varsa süngü mü tüfek mi, vurduğu zaman 'Allah' diye bağırıyorlardı. Keşke gitmeseydim, görmeseydim, bilmeseydim. Alnımız yerde, gözümüzde yaş, onların üzerimizdeki manevi etkiler bizi küçülttükçe küçülttü. 'Keşke biz de gidip ölseydik.' dedik. Rusların ellerine geçtikten sonra biz uzaktan bakıyoruz, öyle bir muamele ki hayvana yapılmayacak bir muamele. Haksız, insafsız, vicdansız bir muamele... Hepsini sıraya dizdiler makineli tüfekle taradılar. Mısır sapı gibi hepsi yere yığıldı."

Добро пожаловать в SUMGAYIT, город-герой, город боевой славы!

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Boraltan Köprüsü Faciasının 98 Yaşındaki Tanığı O Günü Unutamıyor


Boraltan Köprüsü faciası esnasında askerlik görevini yapan 98 yaşındaki Bekir Doğan, 1945 yılında Azerbaycanlıların Sovyet askerlerince katledilişi olayını anlattı. Katliamın bir an olsun gözünün önünden gitmediğini söyleyen Bekir Doğan, "Rusyalı askerler yorgun ve bitkin olan neneleri, anaları saçlarından sürükleyerek Boraltan Köprüsü'nden karşıya geçirdiler. O mazlum vatandaşları, soğan doğrar gibi doğradılar. Yanlış bir otorite, yanlış bir siyaset çok kötü sonuçlar doğurdu" dedi.

1960 yılından beri Kadıköy’de aktif siyasetle ilgilenen ve 1945 yılında Boraltan Köprüsü faciasında, Türkiye'ye sığınan 14 Azerbaycan Türkü'nün Sovyetler Birliği'ne iadesinin ardından sınırın karşı tarafında kurşuna dizilerek katledilmesi olayının yaşayan tek tanığı 98 yaşında Bekir Doğan o olayı anlattı.
Gaziantep'te köyde yaşadığı dönemde, 1944'te askere alındığını belirten Doğan, “1945 yıllarında askere alındığım dönemde yaklaşık 145 kişilik Azerbaycanlı Türk vatandaşı, Boraltan Köprüsü'nde, Rus hududuna götürüp teslim etme emri geldi. Emir geldiğinde 145 kişilik Azerbaycanlı vatandaş ne zaman, nerede ve ne zaman toplandı ve nereye götürdüğümüzü kafilede bilmiyor. Akıbetleri ne olacak malûmatları da yok. Teslim etmeye götürdüğümüz grup içerisinde çoluk, çocuk, aksakallı, eli tespihli, dili dualı yaşlı dedeler var, beyliğini beyaz örmüş yaşlı neneler vardı” dedi.


"Biz de Türk'üz, sizin mermilerinizle ölmek istiyoruz"


Doğan, Azerbaycanlıların Sovyetlere teslim edileceklerini anladıklarında sitem ettiklerini belirterek, "10 kişilik görevli askerle birlikte grubu götürürken yaşlı neneler bize, 'Mehmetim kurban olurum sana, şu çeşme başında bir abdest alalımda öyle gidelim' dediler. Abdest alıp namaz kıldıktan sonra tekrar yolda giderken, akıbetlerinin ne olacağını anlayan yaşlı teyzeler boyunlarındaki kolyelerini çıkarak aramızdaki askerlere uzatarak “ Oğlum Mustafa al şunu nişanlına götür. Rusların eline geçmesin” dediler. Ruslara teslim edileceklerini öğrenen Azerbaycan vatandaşı Türkler kardeşlerimiz, “ Biz de Türk'üz, sizin mermilerinizle ölmek istiyoruz. Kendi topraklarımızda ölmek burada yatmak istiyoruz. Allah rızası için bizi götürmeyin. Siz de vicdan yok mu, siz de insanlık yok mu. Siz de merhamet yok mu siz nasıl Müslümansınız. Siz nasıl Türk'sünüz, Türk Türk'e bunu yapar mı. Bir kurşuna değmez miyiz. Bir kurşunla ölüp burada kalalım“ diye bizlere feryat, figan ettiler. Bu manzara karşısında bir günde gidilecek yolu 3 gün de gidemedik” şeklinde konuştu.


"Teğmenimiz başına silahı dayadıktan sonra ateş ederek intihar etti"
Bekir Doğan, daha sonra çavuş olarak görevlendirildiğini aktararak, "Görevli teğmenimiz Genel Kurmay Başkanlığı'na telgraf çekerek, durumu belirtti. Teğmenimize geri dönmemiz yönünde telgraf gelmek yerine teslim etmemiz yönünde telgraf gelince Teğmenimiz bu manzara karşısında başına silahı dayadıktan sonra ateş ederek intihar etti. Üstteğmenimiz beni yanına çağırdıktan sonra çavuş olduğumu söyleyerek, grubu götürmemiz gerektiğini belirtti. Ben de komutanımıza komutanım siz de bana ateş ederek beni burada şehit edin, bu olay karşısında kendi topraklarımızda ölmek istiyorum dedim. Komutanımız kendine gelerek grubu götürmemiz gerektiğini belirtti” dedi.
"Ruslara namusumuzu teslim ettik"
Uzun uğraşlar sonu istemeyerek kafileyi Ruslar'a teslim ettiklerini belirten Bekir Doğan, “Azerbaycanlı 145 kişilik vatandaşı uzun uğraşlar sonunda Boraltan Köprüsü'ne getirdik. Rusyalı askerler yorgun ve bitkin olan neneleri, anaları saçlarından sürükleyerek karşıya geçirdi. 145 kişilik grup için çok sayıda asker getirilmişti. Yaşlı çoluk çocuk demeden hepsini sıraya dizerek ağır makineli silahlarla kurşuna dizdiler.

 

Azerbaycanlı vatandaşları soğan doğrar gibi doğradılar. Yanlış bir otorite, yanlış bir siyaset çok kötü sonuçlar doğurdu. Türkün Türklüğüne, Müslümanlığına, peygamber efendimizin sünnetine, yaradanın emirlerine aykırı hareket ettik. O dönemde Ruslara yağ yaktık. Ruslara namusumuzu teslim ettik” diye konuştu.

Добро пожаловать в SUMGAYIT, город-герой, город боевой славы!

Ссылка на комментарий
Поделиться на других сайтах

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.

Гость
Ответить в тему...

×   Вы вставили отформатированное содержимое.   Удалить форматирование

  Only 75 emoji are allowed.

×   Ваша ссылка была автоматически встроена.   Отобразить как ссылку

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Загрузка...
×
×
  • Создать...